Beslenmenin Karşılaştırmalı Bir Anatomisi
Batı ülkelerinde insanların ölüm nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıkları ile kanser gelmektedir. Yapılan pek çok tıbbi araştırma, bu
hastalıkların doğrudan beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzıyla ilişkili
olduğunu göstermekte; American Heart Association (Amerikan Kalp Cemiyeti),
American Cancer Society (Amerikan Kanser Birliği) ve Sağlık Dairesi Başkanlığı
başta olmak üzere, pek çok oluşum Amerikalılara, hayvansal gıda tüketimini
ciddi bir oranda azaltmalarını ve meyve, sebze ve tam tahıllardan oluşan bir
beslenme biçimine geçiş yapmalarını salık vermektedir. Bu organizasyonların bitki ağırlıklı
beslenmemizi öğütlemeleri ise akla ister istemez şu soruyu getiriyor:
İnsan Vücudunun Yapısı Et Yemek İçin Uygun mu?
Beslenme konusunda pek çok araştırması bulunan Dr. Milton
Mills dikkatini daha çok beslenmenin, kronik hastalıkların gelişimindeki rolüne
veren biri. Stanford Üniversitesi’nin Tıp Fakültesinden mezun olan Mills, çalışmalarını
Washington, D.C. bölgesinde pratisyen hekim olarak sürdürüyor.
Aşağıda karşılaştırmalı bir çerçeve içinde insan türünün genel özellikleri ile Dr. Mills’in insan anatomisi ve fizyolojisi üzerine yaptığı, giriş niteliğindeki analizi yer almakta.
Genel Kanı
İnsanlar çoğu zaman “hepçil” bir tür olarak tarif edilir. İnsanların
çok çeşitli bitki ve hayvan ürünleri tükettiği gözlemlendiği için böyle bir
sınıflandırmaya gidilmiştir. Ne var ki insanların beslenme pratikleri
incelendiğinde, kültür, gelenek ve yetiştikleri ortama göre farklılıklar
gösterdiğini görürsünüz. Dolayısıyla insanın “doğal” beslenme biçimini tanımlamaya
çalışırken, salt “gözlem”e dayalı bir sınıflandırma en doğru yöntem
olmayacaktır. İnsanların çoğunun “davranışsal” hepçil oldukları bilinse de, anatomik
açıdan insan türünün, hayvansal gıdaları tüketmeye uygun olup olmadığı sorusu hâlâ
geçerliliğini koruyacaktır.
Olgular
Bu durumda uygulanabilecek en doğru ve tarafsız yöntem, doğrudan
insan anatomisi ve fizyolojisine bakmak olacaktır. Memeliler anatomik ve fizyolojik açıdan uyum sağladıkları belirli
beslenme biçimleri geliştirmişlerdir. Soyu tükenmiş bazı türlerin fosilleri
incelendiğinde, her zaman anatomik özelliklerine de bakılır ve olası beslenme
biçiminin ne olduğu bulgulanmaya çalışılır. Etçil, otçul ve hepçil memelileri de
bu şekilde inceleyebilir ve her bir beslenme biçiminin hangi anatomik ve
fizyolojik özelliklerle birarada bulunduğuna bakabiliriz. Daha sonra da insan
türünün anatomisi ve fizyolojisine bakarak hangi gruba dahil olduğunu ortaya
koyabiliriz.
İnsan Otçul mudur?
Sindirim Sistemi
İnsan türünün sindirim sisteminin anatomik özelliklerine
bakıldığında, otçul bir beslenme biçimiyle uyumlu bir yapı gösterdiği
görülebilmekte. Dudak yapısı adaleli olan insanın ağız boşluğu da küçüktür. “Konuşma
kasları” olarak bilinen kas grubu aslında çiğneme işlevini yerine getirir.
Yemek yiyebilmek için vazgeçilmez olan kaslı ve kıvrak dilimiz, konuşmak ve
başka şeyler yapabilecek şekilde uyum sağlamıştır. Alt çene kemiğinin eklem
yeri kıkırdaksı bir dokuyla yassılaşmış ve diş yüzeyinin hemen üzerine
sabitlenmiştir. Temporal kaslar zayıflamıştır. Yetişkin erkeklerin
karakteristiklerinden olan “köşeli çene” yapısı, alt çene kemiğinin daha geniş
açılarda hareket edebildiğini ve çiğneme işlevini yerine getiren kas grubunun gelişimini
gösterir. İnsan, kesici dişlerini kullanırken alt çene kemiğini hem öne, hem de
yanlara doğru hareket ettirebilir ve bu sayede çiğner ve öğütür.
Dişler
İnsanların diş yapısı da köpek dişleri (bazı primatların
köpek dişlerinin muhtemelen korkutma veya savunma amacıyla uzadığı düşünülmektedir)
dışında diğer otçul hayvanlarla benzerlik gösterir. Biz insanların dişleri
nispeten daha büyüktür ve genellikle birbirlerine bitişik bir yapıdadırlar. Kesici
dişlerimiz yumuşak maddeleri soymak, kesmek ve ısırabilmeye uygun bir biçimde
düz ve kürek gibidir. Köpek dişlerimiz ise testere gibi ve konik bir yapıda
olmayıp, kesici dişlerinkine benzer işlevleri yerine getirebilecek bir biçimde düz,
küçük ve körelmiş bir durumdadır. Küçük azı dişi ile normal azı dişleri dörtgen
biçiminde olup nodüler ve düz bir yapıdadırlar; çok büyük olmayan yiyecekleri
ezer, öğütür ve posa haline getirirler.
Tükürük
İnsan tükürüğü, tükürük amilazı denen ve karbonhidratların
sindirilmesini sağlayan bir enzim içerir. Nişastanın sindiriminden sorumlu olan
en önemli enzim budur. Yemek borusu yalnızca iyice çiğnenmiş ve yumuşatılmış
küçük gıdaların geçebileceği bir genişliktedir. Hızlı yemek, iyice çiğnemeden
büyük lokmalar yutmaya çalışmak insanlarda boğulmaya neden olabilir (ki bu tür
boğulmaların çoğunun faili ettir).
Mide
İnsan midesi tek bir parçadan oluşur ve asit oranı düşüktür.
(Klinik açıdan yemek yemiş birinin midesindeki pH oranı eğer 4-5 ise bu ciddiye
alınması gereken bir sorundur.) Midenin hacmi, toplam sindirim sisteminin %
21-27’sini oluşturur. Mide, yutulan yemek parçalarını karıştırıp sıvıya
dönüştürerek, ince bağırsağa geçişini düzenleyen bir karıştırma ve depolama
alanı olarak işlev görür. İnsanın ince bağırsağı kendi boyunun yaklaşık 10-11
katı uzunluğundadır.
Kalın Bağırsak
İnsanın kalın bağırsağı tıpkı otçullarda olduğu gibi keseli
bir görünüme sahiptir. Şişebilen kalın bağırsak kesidi ince bağırsağa göre daha
geniş bir yapıdadır ve dışarıdan bakıldığında daha uzun gibi görünür. İnsanlarda
kalın bağırsak, su ile elektrolit emilimi ve vitamin üretimi ile emiliminden
sorumludur. Besinlerdeki lif oranına bağlı olarak, enerji (kısa zincirli yağ
asitleri) üretimi ve emilimi sağlar ve bir yandan da lifli bitkilerin bakteri
fermentasyonunu gerçekleştirir. İnsanın
kalın bağırsağındaki metabolitlerin fermentasyonu ve emilimine dair daha
detaylı incelemeler ise daha yeni yeni başlamıştır.
Sonuç
Sonuç olarak, insanın sindirim sisteminin yapısına
baktığımızda onun “resmen” bir otçul olduğunu söyleyebiliriz. Ek olarak insan, sanılanın
ve beklenilenin aksine, ayılarda veya rakunlarda görülen türden karma yapısal
özellikler de göstermemektedir. Dolayısıyla insanın sindirim sistemini etçil, otçul
ve hepçil olan hayvanlarla karşılaştırdığımızda, bu sistemin bütünüyle bitkisel bir beslenme biçimine göre tasarlandığı sonucunu
çıkarabiliriz.
Dr. Mills'in bu sunumunun ayrıntılarına aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz:
Dr. Milton Mills
Çeviri: veganist