Veganizm, kişinin nasıl besleneceğine, ne giyip
giymeyeceğine, hangi kozmetik ve temizlik ürünlerini satın alacağına karar
vermesinden çok daha fazlasıdır. Veganizm özünde bir adalet meselesidir.
Veganizm, bir hayvanın kendi arzuları doğrultusunda yaşama hakkını adaletin
temeli olarak konumlandıran toplumsal bir harekettir.
Aynı şekilde veganizmi savunmak da insanları vegan olmaları
konusunda ikna etmekten çok daha büyük bir şeydir –her ne kadar işin en önemli
yanlarından biri olsa da. Veganizm, hayvanları kullanan ve onların sırtından
kâr elde eden endüstrilerle savaşmak demektir. Veganizm, hayvanları istismar
eden ve sömüren endüstrileri koruyup kollayan hükümetlerle mücadele etmek
demektir. Ve en nihayetinde veganizm, hayvanların istismarına izin veren ve bunu sürdüren bir topluluğa ulaşmak ve onları türcülük konusunda bilinçlendirmek
demektir.
İnsanın doğal olarak üstün olduğu inancı, türcülüktür.
Milyarlarca hayvanın esaret, işkence altında yaşaması ve öldürülmesini meşrulaştıran
da işte budur. İnsanların evrenin merkezi olduğu düşüncesine karşı hayvanların
yalnızca birer alt-tür olduğu iddiası etik değildir. Eğer tarihe bakarsanız, bir
ırkın veya bir ülkenin üstünlük iddiasında bulunmasının neye yol açtığını görebilirsiniz:
Soykırım. İnsanların, hayvanları üretmeye, yetiştirmeye ve öldürmeye başladığı ilk
günden beri olan şey de asla sonu gelmeyen bir soykırım. Bu öyle bir soykırım
ki, binlerce yıldır bir kez bile dur durak bilmemiş. Öyle ki, çoğalan insan
nüfusu ve endüstrileşme bunu daha da artırmış.
Madrid'de 14 Aralık 2013'te düzenlenen gösteri
Bu doğrultuda veganizmin, türcülüğün yok edilmesine yönelik
etkin çaba gerektiren bir toplumsal adalet meselesi olarak görülmesi gerekir. Sağlık, çevre raporları, kişisel gelişim veya veganlığın kişiye ne çok şey
katacağına dair vaatlerle insanları manipüle etmek hayvanlara adalet ve eşitlik
getirmez. Kişisel menfaatlere dayalı davranışlar ile adaletin hiçbir alakası
yok. Adalet çoğunluğun iyiliği, bu bağlamda ise, hayvanların haklarıyla ilgili
bir mevzu.
Kişi kendi iyiliği için bir beslenme seçimi yaptığında, hayvanlar
kaybedecektir. Peki nasıl kaybetmiş olacaklar? Diyetler ve sağlık seçimleri
rüzgâr gibidirler; her an yön değiştirebilirler. Örneğin glutenden beslenme
gerekçeleriyle uzak duruyorum. Ama eğer canım çok çekerse ya da bir-iki bardak
şarap içer ve glutenli bir şeyler yersem yalnızca beslenme seçimime ihanet
etmiş olurum. Fakat ne kadar çok şarap içersem içeyim, veganizme ihanet etmiş
olmam. Neden? Çünkü veganizm benim kişisel çıkarlarımın ötesinde etik bir
seçim. Ben, hayvanlar için vegan oldum.
Yazar: Gary Smith
Çeviri: veganist