Hayvancılık endüstrisi ferah ve geniş kafesler
içinde mutlulukla kanatlarını çırpan tavuklar, neşe içinde sağılmadan önce öğle güneşinin altında tembel tembel gezinen inekler ile çamurda yuvarlanıp
oynayan domuzların olduğu bir resim çizmeye çalışıyor bize durmadan. Buna karşın fabrika
çiftliklerindeki hayvanların ne kadar şahane bir hayatları olduğunu bize birebir
gösterme fırsatını bir türlü kullanmamış olmaları doğrusu çok şaşırtıcı.
Çiftçiler madem hayvanların kötü muamele gördükleri
iddiasını kabul etmiyorlar, o zaman tüm dünyaya onların nasıl mutlu bir yaşam
sürdüklerini kanıtlamanın en basit yolunu neden kullanmıyorlar; neden bir canlı yayın kamerası yerleştirip bu tesislerde gerçekten neler olup bittiğini herkesle
paylaşmıyorlar? Madem hayvanlara çok güzel bakıyor ve bundan gurur
duyuyorsunuz, o halde itibarınızı da esas olarak saklayacak hiçbir şeyinizin
olmadığı iddianıza dayandırmanız gerekmez mi? İnsanlar oyunlar oynayan şirin hayvanlar
görmeye bayıldığına göre, bu çiftçiler için çifte kazanç anlamına da gelirdi hem.
Ancak sorun şu ki, fabrika çiftliklerinin bizi dışarıda tutmak istemesinin bir
nedeni var, ve bu öylesine korkunç bir neden ki en etçil insanın bile vegan
olmak istemesine neden olabilir!
Mitin Çöküşü
Hiç kuşkusuz bu da, bir hayvanın fabrika çiftliklerindeki yaşamının
aslında insanın yüreğini dağlayacak bir sefillik ve korkunçluk
içinde geçtiğini birebir gösterecek bir canlı yayın yapmaya asla yanaşmayacak olmalarının bir
numaralı nedeni. Paul McCartney’in meşhur bir deyişi vardır: “Eğer mezbahaların
duvarları camdan olsaydı, herkes vejetaryen olurdu.” Aynı şey fabrika
çiftlikleri için de geçerli. Eğer insanlar bu hayvanların her gün, her hafta
nasıl yaşadıklarını görebilselerdi, bunun bir parçası oldukları için utanır, kendilerinden
nefret ederlerdi. Oysa fabrika çiftliklerinde yaşayan hayvanların katlanmak
zorunda oldukları şartları, et ve süt ürünleri tüketen insanların çoğu hayatında görmemiştir.
Mit ve Hakikat
Görmek İnanmaktır
Fabrika çiftliklerindeki hayvanların tüm hayatlarını daracık,
pislik içinde ve acımasız koşullarda geçirdiklerini birinin size anlatması
başka bir şey, bizzat gözlerinizle görmek başka. Eğer yumurta kutularının
üstünde onları yumurtlayan tavukların gerçek görüntüleri olsaydı, insanlar
onları almaktan vazgeçebilirlerdi. Bir insanın hayvanlara kötü muameleyi
desteklediği pek duyulmuş bir şey olmasa da, fabrika çiftliklerinden gelen
hayvansal ürünleri satın aldıkları zaman yaptıkları aslında tam da bu. Eğer
insanlar zulmü gerçek zamanlı olarak görebilselerdi eminim ki davranışlarını ve
alışveriş alışkanlıklarını etik inançlarına uygun olarak değiştirirlerdi.
Gizli Yapılan İncelemeler Ortaya Çok Daha Gerçekçi Bir Tablo
Koyuyor
Gerçek şu ki, fabrika çiftliklerinde yaşayan hayvanların bulunduğu
koşulların hakiki bir yansımasını ancak gizli incelemeler sonucunda ifşa
edilmeleri sayesinde görüp öğrenebiliyoruz. Mercy
For Animals ve Animal Equality
gibi örgütler de çok sayıda çiftliği incelemiş ve bu yerlere her adım
attıklarında dehşet verici bir hakikatle karşılaşmışlar. Burada söz konusu
olan salt yasadışı kötü muameleye tanık olmanın yarattığı şok etkisi değil,
aynı zamanda bu hayvanların fabrika çiftliklerinde sürdükleri yaşamlarının nadiren bilinen korkunç içyüzünü bizzat görmenin yarattığı sarsıcı etki.
İnsanların çoğu merhametli ve iyi kalplidir aslında ve eğer
gerçekleri öğrenirlerse değişeceklerdir. İşte bu endüstri de bunu çok iyi
bildiği için yaptıklarını saklamak zorunda. Son zamanlarda bu çiftliklerde
gizli çekim yapılmasının da yasadışı olması için etkin biçimde çabalamalarının
da asıl nedeni, insanların hakikati gördükten sonra değişmelerinden duydukları endişe.
çeviri: veganist
Kaynak: http://www.onegreenplanet.org/animalsandnature/why-dont-factory-farms-have-web-cams/