resim

07 Mayıs 2014

Fabrika Çiftliklerinde Neden Canlı Yayın Kamerası Yok?




Hayvancılık endüstrisi ferah ve geniş kafesler içinde mutlulukla kanatlarını çırpan tavuklar, neşe içinde sağılmadan önce öğle güneşinin altında tembel tembel gezinen inekler ile çamurda yuvarlanıp oynayan domuzların olduğu bir resim çizmeye çalışıyor bize durmadan. Buna karşın fabrika çiftliklerindeki hayvanların ne kadar şahane bir hayatları olduğunu bize birebir gösterme fırsatını bir türlü kullanmamış olmaları doğrusu çok şaşırtıcı.

Çiftçiler madem hayvanların kötü muamele gördükleri iddiasını kabul etmiyorlar, o zaman tüm dünyaya onların nasıl mutlu bir yaşam sürdüklerini kanıtlamanın en basit yolunu neden kullanmıyorlar; neden bir canlı yayın kamerası yerleştirip bu tesislerde gerçekten neler olup bittiğini herkesle paylaşmıyorlar? Madem hayvanlara çok güzel bakıyor ve bundan gurur duyuyorsunuz, o halde itibarınızı da esas olarak saklayacak hiçbir şeyinizin olmadığı iddianıza dayandırmanız gerekmez mi? İnsanlar oyunlar oynayan şirin hayvanlar görmeye bayıldığına göre, bu çiftçiler için çifte kazanç anlamına da gelirdi hem. Ancak sorun şu ki, fabrika çiftliklerinin bizi dışarıda tutmak istemesinin bir nedeni var, ve bu öylesine korkunç bir neden ki en etçil insanın bile vegan olmak istemesine neden olabilir!

Mitin Çöküşü
Hiç kuşkusuz bu da, bir hayvanın fabrika çiftliklerindeki yaşamının aslında insanın yüreğini dağlayacak bir sefillik ve korkunçluk içinde geçtiğini birebir gösterecek bir canlı yayın yapmaya asla yanaşmayacak olmalarının bir numaralı nedeni. Paul McCartney’in meşhur bir deyişi vardır: “Eğer mezbahaların duvarları camdan olsaydı, herkes vejetaryen olurdu.” Aynı şey fabrika çiftlikleri için de geçerli. Eğer insanlar bu hayvanların her gün, her hafta nasıl yaşadıklarını görebilselerdi, bunun bir parçası oldukları için utanır, kendilerinden nefret ederlerdi. Oysa fabrika çiftliklerinde yaşayan hayvanların katlanmak zorunda oldukları şartları, et ve süt ürünleri tüketen insanların çoğu hayatında görmemiştir.



Mit ve Hakikat

Görmek İnanmaktır
Fabrika çiftliklerindeki hayvanların tüm hayatlarını daracık, pislik içinde ve acımasız koşullarda geçirdiklerini birinin size anlatması başka bir şey, bizzat gözlerinizle görmek başka. Eğer yumurta kutularının üstünde onları yumurtlayan tavukların gerçek görüntüleri olsaydı, insanlar onları almaktan vazgeçebilirlerdi. Bir insanın hayvanlara kötü muameleyi desteklediği pek duyulmuş bir şey olmasa da, fabrika çiftliklerinden gelen hayvansal ürünleri satın aldıkları zaman yaptıkları aslında tam da bu. Eğer insanlar zulmü gerçek zamanlı olarak görebilselerdi eminim ki davranışlarını ve alışveriş alışkanlıklarını etik inançlarına uygun olarak değiştirirlerdi.

Gizli Yapılan İncelemeler Ortaya Çok Daha Gerçekçi Bir Tablo Koyuyor
Gerçek şu ki, fabrika çiftliklerinde yaşayan hayvanların bulunduğu koşulların hakiki bir yansımasını ancak gizli incelemeler sonucunda ifşa edilmeleri sayesinde görüp öğrenebiliyoruz. Mercy For Animals ve Animal Equality gibi örgütler de çok sayıda çiftliği incelemiş ve bu yerlere her adım attıklarında dehşet verici bir hakikatle karşılaşmışlar. Burada söz konusu olan salt yasadışı kötü muameleye tanık olmanın yarattığı şok etkisi değil, aynı zamanda bu hayvanların fabrika çiftliklerinde sürdükleri yaşamlarının nadiren bilinen korkunç içyüzünü bizzat görmenin yarattığı sarsıcı etki.

İnsanların çoğu merhametli ve iyi kalplidir aslında ve eğer gerçekleri öğrenirlerse değişeceklerdir. İşte bu endüstri de bunu çok iyi bildiği için yaptıklarını saklamak zorunda. Son zamanlarda bu çiftliklerde gizli çekim yapılmasının da yasadışı olması için etkin biçimde çabalamalarının da asıl nedeni, insanların hakikati gördükten sonra değişmelerinden duydukları endişe.

Abigail Geer

çeviri: veganist
Kaynak: http://www.onegreenplanet.org/animalsandnature/why-dont-factory-farms-have-web-cams/

AddThis