resim

28 Temmuz 2015

Tek-Taraflı Sömürü




Bugün insan-olmayan hayvanların seri-üretimi ve baskı altında olmaları, insanların uygarlık tarihi boyunca insan-olmayan hayvanları çok çeşitli biçimlerde kullanmalarının bir sonucu. Bu kullanım da, insan-olmayan hayvanların birer eşya olarak kavramsallaştırılmasına yol açmıştır. İnsan kullanımı ve tüketimine sunulmuş birer metaya dönüşmeleriyle birlikte, insan-olmayan hayvanların hissedebilir oldukları gerçeği görmezden gelinmiş ya da büsbütün inkâr edilmiştir. Bu hissedebilir canlılar birer nesneye indirgenerek kapitalist pazarda alınıp satılmış ve tüketilmiştir. Seri-üretilen ya da doğal yaşam alanları ve ailelerinden kaçırılan bu canlıları bekleyen tek bir şey vardır, o da türcü bir sistemin baskısı altında sürecekleri kısacık ve sefalet dolu bir hayat. Türcülüğe bir son vermek, insan-olmayan hayvanların özerkliğine saygı duymak anlamına gelir. Bu kesinlikle ayrılıkçılık olarak anlaşılmamalıdır. Türcülük karşıtlığıyla birarada yürütülen bir baskı karşıtlığı, insan-olmayan hayvanların çevre veya yaşam alanlarını iyileştirmek yanında, özerkliklerine de saygı duymak demektir. Özel mülkiyet sahipliğinin lağvedilmesiyle birlikte tüm insanlar ve insan-olmayan hayvanlar toprağı özgürce paylaşabilecektir.

Uygar insan hayvanlarının tarihi, insan-merkezci din ve felsefelerle meşrulaştırılan tek-taraflı bir sömürüyle şekillenmiştir. Hayatta kalabilmenin bir gereği olarak diğer canlılara muhtaç olmak veya onları kullanmak baskıcı bir uygulama değildir. Ancak kullanım tek-taraflı olduğunda, hiyerarşik ve baskıcı bir hale gelir. Ekosistem içinden belli bir grup hissedebilir canlı seçilip, tek bir türün hizmetine kaynak olarak sunulduğunda ve bu türün üyeleri de buna karşılık olarak aldıklarını geri vermediğinde, eşit menfaat ve özgürlük dengesi ortadan kalkar. Küresel uygarlık da, hiçbir şey geri vermeksizin sömürür. Bu bencillik, tek-taraflı sömürü ve tahakküm eylemi; sömürgeleştirme, emperyalizm ve türcülüğü tüm dünyaya yaymış durumda. Tek-taraflı sömürüye karşı mücadele de, kapitalizme ve tüm diğer baskı formlarına karşı kolektif bir otorite-karşıtı savaş vermekle yürütülebilir. Bu, aynı zamanda tüm hayvanların baskıdan arınmış bir birarada varoluştan faydalandıkları bir biyosfere, insan hayvanının da katılımı anlamına gelir. Baskı ve otorite anlayışları, tıpkı insanlar gibi evrim geçirmiştir. Tüm bunlara ek olarak insan hayvanı, domestikasyonun, yani uygarlığın yok edici bir güç olarak insan-merkezci sömürü ve türcülüğün katalisti olduğu gerçeğini görebilmektedir.  


çeviri: veganist

AddThis